TARİH & TARİHİ ESERLER & ARKEOLOJİ & NOSTALJİ

TARİH : TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN KRONOLOJİK TARİHİ SÜRECİ

TÜRKİYE TARİHİ

Malazgirt Meydan Savaşı’ndan
başlayarak gü­nümüze kadar gelen dönemdir. Bu dönem içinde Ana­dolu Selçuklu,
Beylikler, Osmanlı Tarihi ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi yer almaktadır. 11.
yüzyıldan bugüne kadar devam eden bu döneme Türkiye Tarihi denir.

ANADOLU’YA İLK TÜRK AKINLARI

1. Anadolu’ya Türk Akınları

Çok eski çağlardan bu yana çeşitli
Türk boyları zaman zaman Anadolu’ya akınlar yapmışlardı. Ancak Anadolu’ya ciddi
manada ve yerleşmek amacı ile yapılan Türk Akınları Büyük Selçuklu Devleti
döneminde başlamıştır.

1015
yılında Çağrı Bey zamanında başlayan Anadolu’ya Türk akınları şiddetlenerek
artmıştır. Tuğrul Bey döneminde Anadolu’nun fethi ile görevlendirilen Kutalmış
ve İbrahim Yinal zamanında Bizans ile ilk savaş yapılmış ve bu savaş Türk
ordusu tarafından kazanılmıştır. 

Pasinler
Savaşı (1048)


(Bizans X Büyük Selçuklular)

Sultan Alparslan döneminde de Türk akınları daha da şiddetlenerek
artmıştır. Sultan Alparslan döneminde Türk tarihi açısından büyük önem taşıyan
Malazgirt Meydan Savaşı yapılmıştır.

Malazgirt
Savaşı (1071)


(Bizans X Büyük Selçuklular)

1071 yılında Bizans Devleti ile yapılan Malazgirt Savaşı nın
kazanılması ile Anadolu’nun kapıları Türklere açılmıştır. Sultan Alparslan
Malazgirt Savaşı’nı kazandıktan sonra Anadolu ‘nun fethi için bir grup Türk
komutanı görevlendirmişti.

Anadolu’nun fethi ile görevlendirilen bu komutanlar kısa sürede Anadolu’nun
büyük bir bölümünü ele geçirdiler.

Türk komutanlar ele geçirdikleri yerlerde kendi adlarını taşıyan beylikler
kurmuşlardır. Ancak bu beylikler tamamen bağımsız hareket edemiyorlardı. Büyük
Selçuklu devletine bağlı idiler.

2. Anadolu’da
Kurulan İlk Türk Devletleri (İlk Beylikler)


a.
Danişmentliler


Danişment Gazi tarafından merkezi Sivas olmak üzere, Amasya, Tokat, Kayseri,
Malatya bölgesinde kurulmuştur.

Anadolu’da kurulan ilk beylikler arasında en güçlüsü idi.

Anadolu Selçuklularındaki taht kavgasından yararlanarak Anadoluda siyasi gücünü
art­tırmaya çalıştı.

Haçlılara karşı başarılı savaşlar yaptı.

Anadolu’daki ilk medreseyi Tokat Niksar’da kurdu.

Anadolu Seçluklu devleti tarafından yıkılmıştır.

b.
Saltuklular


Ebul Kasım tarafından erzurum’da
kuruldu.

Ancak en ünlü sultanları beyliğe adını veren İzzettin Saltuk ‘tur.

Anadolu’da kurulan İlk Türk Beyliğidir (1072).

Anadolu Selçuklu Devleti tarafından yıkılmıştır.

c.
Mengücekler


Mengücek Gazi tarafından Erzincan,
Kemah, Divriği dolaylarında kurulmuştur.

Beylik daha sonra Erzincan ve Divriği kolu olmak üzere ikiye ayrılmıştır.

Anadolu Selçuklu Devleti tarafından yıkılmıştır.

d. Artuklular

Artuk Bey’in oğulları tarafından
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da kurulmuştur.

Üç ayrı kola ayrılmıştır.

Bunlar;

1. Hasankeyf (Hısn-ı keyfa) Artukluları: Eyyubiler tarafından yıkılmıştır.

2. Harput Artukluları: Elazığ’da kurulmuştur.

Anadolu Selçuklu Devleti tarafından yıkılmıştır.

3. Mardin Artukluları: Mardin’de kurulan Artukluların bu kolu en uzun süre
yaşayan koldur.

Karakoyunlar tarafından yıkılmıştır.

Mardin Artuklularının uzun yaşamasında Mardin Kalesinin savunmaya elverişli
olmasının büyük bir etkisi vardır.

e.
Sökmenliler (Ahlatşahlar)


Sökmen Bey tarafından Ahlat’ta kurulmuş, Eyyubiler tarafından yıkılmıştır.

f. Dilmaçoğulları

Dilmaç oğlu Mehmet Bey tarafından Bitlis’te kurulmuş, Akkoyunlar tarafından
yıkılmıştır.

g. İnaloğulları

İnal Bey tarafından Diyarbakır’da kurulmuş, Eyyubiler tarafından yıkılmıştır.

h. Çubukoğulları

Çubuk Bey tarafından Harput (Elazığ)’da kurulmuşlardır.

ı. İnançoğulları

Denizli civarında kurulmuşlardır.

i. Çaka Bey ve Beyliği

İzmir ve çevresinde bir beylik kuran Çaka Bey bilinen ilk Türk denizcisidir.

Kurduğu donanma ile Bizans’a saldırılar yapmış, Ege adalarının bir kısmını ele
geçirmiştir.

Çaka Bey, Balkanlardaki Peçenek ve Kuman Türkleri ve Anadolu Selçuklu devleti
ile anlaşarak Bizans’a karşı ortak bir saldırı planı yapmış ancak, Bizans
Devleti Çaka Bey’in bu planını farkederek, Çaka Bey ile Anadolu Selçuklu
Devleti Sultanı I. Kılıçaslan’ın arasını açarak onu öldürtmüştür.

TÜRKİYE
(ANADOLU) SELÇUKLU DEVLETİ


Süleyman Şah Dönemi

Türkiye Selçuklu Devleti’nin kurucusu Kutalmışoğlu Süleyman Şah’tır.

Selçuklu soyundan olan Süleyman Bey, Bizans’a ait İznik’i başkent yaparak dev­leti
kurdu.

Anadolu’daki Türkleri kendi çevresinde topla­maya başladı.

Adana bölgesindeki Ermeni beylikleri egemenlik al­tına alındı.

Süleyman Şah, diğer Türk komutanlar gibi Anadolu ‘nun fethi ile
görevlendirilmişti.

Süleyman Şah kısa sürede Bizans’ın zayıf durumundan yararlanarak Anadolu’nun
büyük bir bölümünü ele geçirdi. İstanbul yakınlarına kadar ilerledi.

Süleyman Şah Halep şehrini almak isteyince Suriye Selçuklu devleti ile arası
açıldı. İki devlet arasında yapılan savaşta Süleyman Şah öldü. Anadolu Selçuklu
Devleti bir süre hükümdarsız kaldı.

I. Kılıçarslan Dönemi

Melikşah’ın yanında kalan, Süleyman Şah’ın oğlu Kılıçarslan, Melikşah ölünce
İznik’e gelerek Anadolu Selçuklu Devleti’ni yeniden kurdu.

İzmir’de beylik kurmuş olan Çaka Beyle, Bizans’ı yıkmaya yönelik kara ve deniz
se­ferleri başlatıldı. Bizans, bu tehlikeden kurtulmak için entrikalar çe­virdi.
Çaka Beyin Selçuklu hükümdarı olmaya çalıştığını iddia etti. Bu dönemde Çaka
Bey Balkanlardaki Peçenek Türkleriyle ittifak kurmuştu. I. Kılıçarslan
entrikalara ko­narak Çaka Beyi öldürttü.

I. Haçlı ordularının saldırısı üzerine İznik boşaltıldı.

Konya başkent yapıldı.

HAÇLI
SEFERLERİ


Dini Nedenler

Hristiyanların Kudüs’e ziyaretlerinin müslümanlar tarafından engellendiğinin
iddia edilmesi.

Hristiyanlığın Kluni tarikatına bağlı olanların müs­lümanlara karşı
hristiyanları kışkırtmaları

Katolik din adamlarının Hristiyan halkı günahlar­dan kurtulmak ve cennete
gitmek için müslümanlara karşı savaşa çağırmaları

Papalığın Ortodoks hristiyanları kendisine bağla­yarak hristiyanlığın lideri
olmak istemesi

Siyasi Nedenler

Bizans’ın Anadolu Selçuklu Devleti’nin ilerleyişine karşı Avrupa’daki
krallardan yardım istemesi

Az topraklı şövalyelerin ve asillerin kendi mevki­lerini kuvvetlendirmek
istemeleri

Ekonomik Nedenler

Feodalite nedeniyle yoksullaşan Avrupalıları, Hristiyan din adamlarının
zenginlik vaadiyle kışkırtma­ları

Müslümanların yaşadığı ülkelerin ve Asya’nın di­ğer yerlerdeki ekonomik
kaynaklarının Avrupalılar tara­fından abartılması ve bunların ele geçirilmek istenmesi.

Haçlı Seferlerinin Başlaması

I. Haçlı Seferi (1096-1099)

Öncü Haçlı grubu Selçuklu Sultanı I. Kılıçarslan tara­fından imha edildi. Ancak
asıl Haçlı grubu sayıca çok fazla idi. Haçlıların fazlalığı karşısında
Selçuklular, baş­kent İznik’i boşalttılar. Konyayı başkent yaptılar.

Haçlılar, Fatimilerden Kudüs’ü aldılar. Kudüs Latin Krallığını kurdular.

I. Kılıçarslan, B. Selçuklulara ait Musul’u almak için giriştiği savaşta öldü.

I. Mesut Dönemi

Danişment Beyliği’nden aldığı destekle, yaptığı iktidar savaşlarını kazandı.

Danişment Beyliği denetim altına alındı.

II. Haçlı Seferi (1147-1149)

Nedeni: Musul’daki Zengiler Atabeyliğinin Urfa Haçlı beyliğini yıkması.

Anadolu’ya gelen Haçlılar yenilgiye uğratıldı.

II. Kılıçarslan Dönemi

Anadolu’daki Türk birliğini ve siyasi birliği kuvvet­lendirmek için Danişment
Beyliğine son verildi.

II. Kılıçarslan döneminde haçlı seferlerinden yararlanmak isteyen Bizans
Devleti, Türkleri haçlılarla uğraşırken sıkıştırıp Anadolu’yu yeniden ele
geçirmeyi planladı.

Miryakefalon Savaşı (1176)

(Bizans X Anadolu Selçukluları)

Bu amaçla toplanan Bizans ordusu ile Türk ordusu arasında Eğridir gölü
yakınlarında yapılan Miryakefelon Savaş’ını Türk ordusu kazandı.

Bu savaşın kazanılması ile Türkler Anadolu’ya kesin olarak yerleştiler.

Malazgirt savaşı ile Anadolu’nun kapısın açan Türkler; Miryakefelon savaşı ile
Anadolu’nun tapusunu aldılar.

III. Haçlı Seferi (1159-1192)

Nedeni: Mısır’daki Eyyubi hükümdarı Selahattin Eyyubinin Kudüs Latin krallığını
Hıttin Savaşı’yla yık­ması.

Sefere İngiliz, Fransız ve Alman kralları katıldı.

Sela­hattin Eyyubi Kudüs’ü Avrupalılara kaptırmadı. Savaş sonunda yapılan
anlaşmaya göre Hristiyan hacı­lar Ku­düsü serbest ziyaret edeceklerdi.

Anadolu Selçuklularının Yükselme Dönemi

I. Gıyasettin Keyhüsrev Dönemi

II. Kılıçarslan’dan sonra başa I. Gıyaseddin Keyhusrev geçti.

I. Gıyaseddin Keyhusrev ile Anadolu Selçuklu Devleti yükselme dönemine girmiş
oldu.

Bu dönemde özellikle denizcilik alanında önemli gelişmeler oldu.

Samsun ele geçirildi. Karadenize giden ticaret yollarının güvenliği sağ­landı.

Antalya fethedildi. Böylece Akdeniz ticaretinden ya­rarlanılmaya başlandı.

İznik Rum krallığıyla yapılan savaşta I. Gıyasettin öldü. Bu savaşın amacı
Marmara bölgesinde toprak ka­zanmaktı.

II. Süleyman Şah Dönemi

Menderes havzasını ele geçirerek Bizans’ı vergiye bağladı.

Saltukluları ortadan kaldırdı.

IV. Haçlı Seferi (1204)

Nedeni: Haçlıların Kudüs’ü almak istemeleri ve Eyyubi devle­tine son vermeyi
amaçlamaları.

Avrupalılar amaçlarından vazgeçerek İstanbul’a yöneldiler. Şehri yağmaladılar.

Bizans Devleti’ne son verdiler. İstanbulda La­tin krallığı kurdular.

Katolik Haçlılar, İstanbul’daki Orto­doks halka mezhep baskısı yaptılar.

Bir kısım Bizanslı komutanlar kaçarak, İznik Rum Krallığı ile Trabzon Rum
Pontus Devleti’ni kurdular.

İznik Rum Krallığı, sonraki dönemde Bizans Devleti’ni yeniden kurdu.

Ancak IV. Haçlı Seferi, Bizans Devleti’­nin fazlaca zayıflamasına neden oldu.

Haçlı Seferlerinin Sonuçları

Türk ve İslâm Dünyası Bakımından Sonuçlar

Anadolu Selçuklu Devleti’nin Marmara Bölgesi’n­deki ilerleyişi durmuştur.
Türkler İç Anadolu’ya geri çe­kilmek zorunda kalmıştır.

Türklerin Bizans’ı yıkmaları gecikmiştir.

Anadolu Selçuklu Devleti, Danişment Beyliği, Zengiler Atabeyilği, Eyyubi
Devleti ve Memluklu Devleti İslam ülkelerini Hristiyanlara karşı korudu­lar ve
Hristiyan­lığın Ortadoğu-da yayılışını engellediler.

Dini Sonuçlar

Papalık ile Katolik din adamlarına Hristiyanların duyduğu güven azaldı.

Papalık kurumu güç kaybetmeye başladı.

Siyasi Sonuçlar

Seferlere katılan derebeylerin bir kısmının ölmesi ve bazılarının ekonomik
güçlerini kaybetmesi kralların monarşik idaresinin kuvvetlenmesine yaradı.

Papalığın ve Katolik kilisesinin gücünü kaybet­mesi, kralların otoritesinin
artmasına yaradı.

Anadolu Selçuklu Devleti’nin Anadolu’da üstünlük sağlaması gecikti.

Ekonomik ve Bilimsel Sonuçlar

Batı ve Doğu Akdeniz limanları arasında ticaret canlandı.

Ticaretle uğraşan burjuva sınıfı kuvvetlenmeye başladı.

İtalya’daki Venedik, Cenova ve Napoli şehirleri deniz ticaretiyle zenginleşti.

İslam ülkelerindeki fen ve teknik eserler Avrupalı­larca öğrenilmeye başlandı.
Bu durum Yeniçağ’­daki hü­manizm, rönesans, reform ve coğrafi keşiflere katkıda
bulundu.

Avrupalılar, kâğıt yapımı ve matbaa tekniklerini öğrendiler. Bu durum Rö­nesansa,
Reforma ve Hüma­nizme etkide bulundu.

I. İzzetin Keykavus Dönemi

Anadolu ticaretini ge­liştirmek için Venediklilerle ve Kıbrıslılarla ticaret
anlaş­maları yapıldı.

Trabzon Rum Krallığından Sinop alındı ve bu kra­lık vergiye bağlandı.

Anadolu ve Suriye ticaretini aksatan Ermeni is­yanları bastırıldı.

Günyedoğu Anadolu egemenliği için Eyyubiler ve Artuk­lular savaşıldı.

I. Alaaddin Keykubat Dönemi

Bu dönem Anadolu Selçuklularının en parlak döne­midir.

Anadolu birliğini kuvvetlendirmek amacıyla Men­gücek beyliğine son ve­rildi.

Antalya yakınlarındaki ticari önemi olan Kalanoros limanı alındı ve burada
Alanya şehri kuruldu.

Alanya’da tersane yapıldı.

Sinop’ta yapılan bir donan­mayla Kırım’daki Suğdak adı verilen ipek ticaret
merkezi ele geçirildi.

Trabzon Rum Pontus krallığına son vermek için Trabzon kuşatıldı. Ancak alı­namadı.


Artukoğulları ve Mengücekliler Beylikleri egemenlik altına alındı.

Moğol saldırıları üzerine Doğu Anadolu’ya ve Kafkaslara çekilen Harzemşahlara
ittifak önerildi.

Ancak bu gerçek­leşmediği gibi Harzemşahlar Doğu Anadolu’daki Selçuklu
şehirlerine saldırdı.

Yassıçemen Savaşı (1230)

(Harzemşahlar X Anadolu Selçukluları)

Orta Asya’da Moğol tehlikesi karşısında Doğu Anadolu’ya sığınan Harzemşahlar bu
bölgede hâkimiyet kurmak isteyince Anadolu Selçuklu Devleti ile arası açıldı.
İki Türk devleti 1230 yılında karşı karşıya geldi. Yapılan savaşı Anadolu
Selçuklu Devleti kazandı.

Harzemşahlar yenilgiye uğratılınca Moğol tehlikesiyle
karşılaşıldı.

Eyyübi­lerle ittifak yapmak için girişim­ler başlatıldı. Ancak Ala­addin
Keykubatın ölmesi nede­niyle bu ittifak gerçekle­şemedi.

Alaaddin Keykubat, zehirletilerek öldürülünce Anadolu Selçuklu Devleti’nin
yükselme dönemi sona ermiş oldu.

II. Gıyasettin Keyhüsrev Dönemi

II. Gıyaseddin Keyhüsrev ile birlikte gerileme dönemi başlamaya başladı.

Entrikacı bir vezir olan Sadettin Köpek, neden ol­duğu olaylarla başarılı
birçok devlet adamının idamına sebep oldu.

Moğolların Harzemşahlara karşı başlattığı saldırı­lar sırasıda çok sayıda Türk
Anadolu’ya gel­mişti. Türk­menlerin toprak ve diğer ihtiyaç­larına yönelik
sorunlar çözülmedi. Bunun üzerine, Baba İshak adındaki bir din adamının baş­kanlığında
isyan ettiler. Babailer isyanı adı verilen ayaklanma zor bastırı­labildi
(1240). Ancak bu isyan devletin içte zayıf­lamasının önemli nedenlerin­den biri
oldu.

Doğudan gelen Moğol tehlikesine karşı önlem almayan II. Gıyaseddin Keyhüsrev
Moğolları cesaretlendirdi.

Not: Moğolların Anadolu’yu işgal etmelerinde o dönemde çıkan Baba
İshak isyanı da etkili olmuştur.

Kösedağ Savaşı (1243)

(Anadolu Selçukluları X Moğollar)

Moğollar Doğu’dan Anadolu’yu istila etmeye başlayınca II. Gıyaseddin Keyhüsrev
Sivas yakınlarında Moğollarla savaşmaya karar verdi. Yapılan savaşı Moğollar
kazandı.

Kösedağ Savaşı’nı kaybeden Anadolu Selçuklu Devleti Moğolların egemenliği
altına girdi.

Moğollar Anadolu’yu kendilerine bağlı bir eyalet haline getirdiler. İstedikleri
kişiyi sultan yaptılar.

Moğol baskısından bunalan Anadolu Türk Beyleri, Memluk Sultanı Baybars’ı
yardıma çağırdı. Baybars Anadolu’ya girerek Moğolları yenilgiye uğratsa da
kesin sonuç alamadı.

Anadolu’da Moğol baskısı giderek arttı.

II. Mesut’un 1308 yılında ölümü ile birlikte Anadolu Selçuklu Devleti yıkılmış
oldu.

Not: Moğollar (İlhanlılar), her ne kadar Anadolu’yu işgal etseler de hiçbir
zaman tam anlamı ile bir otorite kuramadılar.

Anadolu Selçukluları Sonrası Kurulan Beylikler

Anadolu’daki ilk Türk Devleti’nin yıkılması ile meydana gelen otorite boşluğu
sonucunda Anadolu’nun değişik yerlerinde çeşitli Türk beylikleri kurulmuştur.

Beyliklerin
isimleri ve kuruluş yerleri şunlardır:


1.Osmanlı
Beyliği >> Söğüt, Domaniç – 1299


2.Karaman
Beyliği >> Konya, Karaman


3.Germiyan
Beyliği >> Kütahya ve çevresi


4.Candarlı
Beyliği >> Kastamonu, Sinop


5.Aydınoğulları >>
Aydın, İzmir


6.Saruhanoğulları >>
Manisa ve çevresi


7.Menteşeoğulları >>
Muğla ve çevresi


8.Karesioğulları >>
Çanakkale, Balıkesir


9.Ramazanoğulları >>
Adana ve çevresi


10.Dulkadiroğulları >>
Kahramanmaraş, Elbistan, Malatya


11.Eretna
Beyliği >> Sivas, Kayseri


12.
Eşrefoğulları >> Beyşehir


13.
Tacettinoğulları >> Tokat-Niksar


Anadolu’da kurulan bu Türk Beyliklerinden özellikle Osmanlı ve Karaman
Beylikleri ön plana çıkmaktadır.

Karaman Beyliği mevcut beylikler içerisinde en güçlüsü idi. Karaman Beyliği
aynı zamanda eski Anadolu Selçuklu Devleti merkezinde (Konya) kurulmuştu. Bu
yüzden kendisini mirasçı kabul ediyor ve bütün Anadolu yu kendi yönetimine
almak istiyordu. Bu durum ileride Osmanlı ve Karaman beyliklerini karşı karşıya
getirmiş ve uzun yıllar iki Türk beyliği mücadele etmiştir.

Bu mücadeleden Osmanlı Beyliği galip gelmiş ve önce Anadolu ve Balkanlar daha
sonra da üç kıta üzerinde hüküm süren büyük bir devlet haline gelmiş, tarihte
en uzun süreli yaşayan ve köklü bir medeniyet oluşturan Türk Devleti olmuştur.

Osmanlı Beyliği

Osmanlı Beyliği’ni kuranlar Oğuz Türkleri’nin Bozok koluna mensup Kayı boyudur.

Osmanlı Beyliği, Söğüt merkezli bir uç beyliği idi.

Anadolu Selçuklu Devleti, Osmanlı Beyliği’ni Bizans sınırına yerleştirmiş bir
anlamda sınır koruma da görevli bir uç beyliği konumundaydı. Önceleri Anadolu
Selçuklu Devleti egemenliğinde olan beylik, 1299 yılında Osman Gazi döneminde
bağımsız olmuştur.

Karaman Beyliği

Anadolu Selçuklu Devleti sonrası kurulan Türk Beylikleri nin en güçlüsü idi.

Oğuz Türkleri’nin Bozok koluna mensup Avşar boyu tarafından kurulmuştur.

Konya-Karaman merkezli bu beylik kendisini Anadolu Selçuklu Devleti’nin devamı
kabul ediyordu. Bu durum Osmanlı Beyliği ile arsında uzun yıllar sürecek
mücadeleye neden olmuştur.

Karamanoğlu Mehmet Bey 1277 yılında Türkçe’yi resmi dil ilan ederek Türk dili
ve Türk kültürü açısından çok önemli bir gelişim sağlamıştır.

Karesi Beyliği

Osmanlı Beyliği’ne kendi isteği ile katılan ilk Türk Beyliğidir.

Karesi Beyliği’nin katılması ile osmanlı Devleti ilk donanmasına sahip oldu.

Ramazanoğulları Beyliği

Osmanlı Devleti’ne katılan son Türk Beyliğidir (1608).

Karakoyunlu Devleti (1380-1469)

1.İran’daki İlhanlı Devleti’nin zayıflamasından yarar­lanan Van olaylarındaki
göçebe Oğuz boyları tarafından kurulmuştur.

2.Akkoyunlular Azerbaycana kadar sınırlarını geniş­lettiler. Bir süre Timur
egemenliğinde kaldılar.

3.Akkoyunlular tarafından yıkılmıştır.

Akkoyunlu Devleti (1378-1502)

1.İlhanlı Devleti’nin yıkılmasından sonra Malatya ve Diyarbakır dolaylarında yaşayan
Oğuz kökenli aşiretler tarafından kurulmuştur.

2.Halk göçebe topluluklardan oluşmuştur.

3.En etkili oldukları dönem Uzun Hasan zamanıdır. Timur’un Anadolu seferini
desteklemişlerdir.

4.Doğu Anadolu’dan Azerbeycan’a kadar uzanan yerlere egemen oldular.

5. İç Anadoludan toprak almak için Karamanlılarla ittifak yaptılar. Ayrıca
Osmanlıya karşı Pontus Rum Devleti’ni desteklediler. Bu olaylar Otlukbeli
Savaşına ne­den oldu (1473). Osmanlılar Otlukbeli Savaşı’nı kazandı. Bundan
sonra devlet iç çatışmalarla yıkıldı. Yerine Sa­fevi devleti ku­ruldu.

ANADOLU
SELÇUKLU DEVLETİ VE BEYLİKLER DÖNEMİNDE KÜLTÜR VE MEDENİYET

1.Devlet Yönetimi

Devletin başında Selçuklu soyundan olanlar bu­lunurdu. Devletin önemli işleri
büyük divan olarak nitele­nen “Divan-I Saltanat” denilen kurul
tarafından görüşü­lürdü.

Hükümdar olmak belirli seçim usullerine dayan­mıyordu, belirlenmediği
durumlarda veya baştaki hü­kümdarın başarısız olduğunda bütün şehzadeler hü­küm­dar
olmak için eşit haklara sahipti. Bu sırada yaşa­nan taht kavgası devletin
zayıflamasına yol açmıştır.

Sultan: Devleti yöneten kişi.

Müstevfi: Maliye işlerinden sorumlu görevli.

Müşrif: Hukuk ve askeri işler dışındaki devlet işlerinden sorumlu görevli.

Ariz: Ordunun ihtiyaçlarından sorumlu görevli.

Şehzadeler, devlet tecrübesi kazanmak amacıyla, vilayetlere vali olarak
atanırlardı. “Melik” ünvanı verilen şehzadelerin yanında tecrübe
kazanmalarında yardımcı olan “Atabey” denilen görevliler bulunurdu.

Hükümdar başkentten ayrıldığında devletin İşle­rini “Niyabeti Saltanat”
adı verilen kurul yürütürdü.

Divan üyeleri şunlardır:

Müstevfi: Mali işlere bakmıştır.

Tuğracı: Yazışma işlerini yürütmüştür.

Emir-i Dad: Hukuk işlerini düzenlemiştir.

Pervaneci: Dirlik toprakların dağıtım işlerini yapmış­tır.

Beylerbeyi: Eyalet askerlerin başkomutanlığını yapmıştır.

Büyük divana bağlı olarak ikinci derecede divanlar vardı. Bunların içerisinde
en önemlileri, “Divanı İstifa” deni­len, maliye işlerine bakan divan
ile yazışmaları yürü­ten Divan-I Tuğra idi.

Eyaletlerde bulunan başlıca görevliler:

Şahne ve Emir: Vilayetleri yöneten, askeri yetkileri olan valilerdir.

Melik: Valilik yapan şehzadelerdir. Merkezi otoriteye önem verildiği için
yetkileri sınırlıydı.

Kadı: Sivil davalara bakan yargıç.

Emir-i Sevahil: Kıyılardaki şehirleri yönetirler ve do­nanma işlerine
bakarlardı.

Uç Beyleri: Sınırlardaki vilayetleri yönetirlerdi. Bunlar Türk kökenli
insanlardı.

Toprak Yönetimi

Has Arazi: Geliri hükümdara ve yakınlarına ayrılan arazi.

İktâ (Dirlik) Arazi: Fetih youyla kazanılan topraklar­dır. Devlet malı olan bu
topraklara başarılı kişiler ata­nırdı.Toprağın geliriyle bu görevlilerin maaşı
karşılandığı gibi atlı asker de yetiştirilirdi. Bu topraklar satılmaz ve mi­ras
bırakılmazdı.

Mülk Arazi: Başarılı kişilere bağışlanan topraklardır.

Vakıf Arazi: Geliri medrese, cami, hastane, imaretler (aşevi) gibi yerlere
ayrılan arazidir.

Ordu

Hassa Ordusu (Guleman-I Saray)

Küçük yaştaki çocukların devşirme usulüyle toplan­ması ve gulamhane denilen
ocakta yetiştirilmesiyle ku­rulmuştur. Merkezi or­duyu oluşturan bu askerler
devlet­ten maaş alırlardı.

Tımarlı Sipahiler (İktâ Askerler)

İkta denilen top­rakların geliriyle yetiştirilen atlı asker­lerdir. Ordunun en
büyük bölümünü oluştururdu.

Uç Kuvvetler (Türkmenler)

Sınırdaki şehirleri ko­rur­lardı. Akın ve keşif yaparlardı. Türk kökenlidirler.

Donanma

Türk devletleri içerisinde denizciliğe ilk kez önem ve­ren Anadolu
Selçuklularıdır. İzmir’de beylik kuran Çaka Bey ilk Türk denizcisi sayılır.
Bizans’a ve Ege adala­rına başarılı deniz seferleri düzenlemiştir. Selçuklular
Si­nopta ve Alanya’da tersaneler kurarak de­nizciliğe önem vermişlerdir.
Donanma komutanlarına Emir-i Sevahil veya Reis’ül Bahr adı verilmiştir.

2. Dil ve Edebiyat

Anadolu Selçuklu Devleti döneminde devletin resmi dili Arapça, edebiyat dili
Farsça, halkın dili ise Türkçe’ydi.

Bu dönemde edebiyat üç bölüme ayrılmıştı:

– Halk Edebiyatı

– Tasavvuf Edebiyatı

– Divan Edebiyatı

Dönemin Türk Kültür tarihinde yer etmiş en önemli kişileri, Mevlana
Celaleddin Rumi, Hacı Bektaşi Veli ve Yunus Emre’dir. Türk Kültür tarihinde çok
önemli bir yere sahip olan bu kişiler Anadolu halkı üzerinde derin izler
bırakmış ve etkileri günümüze kadar ulaşmıştır.

Anadolu Selçuklu Devleti döneminin en önemli şehirleri Konya, Erzurum, Sivas,
Niğde ve Kayseri olmuştur. Anadolu Selçuklu devletine ait eserlerin büyük bir
çoğunluğu da bu şehirlerdedir.






































































































Sosyal ve Ekonomik Hayat

Anadolu’ya gelen Türkler geleneksel geçimleri olan hayvancılıkla
uğraşmışlardır. Gayrimüslüm vatan­daşlar ise daha çok tarım, ticaret ve sanatla
uğraşmışlar­dır.

Sanat ve ticarete yönelen Türkler, Ahilerin etkin­liğiyle lonca denilen meslek
grupları oluşturmuştur. Buralardaki eğitim, ahlâki kurallara dayandırılmıştır.

Lon­calarda mesleki eğitimin yanı sıra üretilen malların pazar­lanma­sına
yönelik çalışmalara önem verilmiştir.

Devlet iç ve dış ticarete önem verdiği için kervan­saray ve limanlara ulaşan
yolların yapımına ağır­lık vermiştir.

Ayrıca, Venedikli ve Cenevizli tüccarlara gümrük indirimi tanınmıştır.

Devlet, zarara uğrayan tüccarların zararlarını kar­şılamıştır. Bu durum bir
çeşit sigortacılıktır.

Devletin başlıca gelir kaynakları ganimet, öşür, haraç, cizye ve ağnam
vergileridir. Ağnam, hayvancılıkla uğraşanlardan alınırdı. Bunların yanı sıra
maden ve tuzla işletmelerinden alınan vergiler ile bağlı beyliklerin öde­diği
yıllık vergiler diğer gelirlerdir.